Profesyonel değilim ama bu bok ile yaşıyorum seboreik dermatit olabilir gibi görünüyor. Öyleyse gerçekten, çok geçmiş olsun.

aynen seboreik egzama gibi duruyor.

bu kadar beleşçi olmayın. madem şüphen var git bir cildiye polikliniğine göster ve kesin tanıyı koysunlar. hastalık tanısını bile internetten bekleyen bir toplum olup çıktık, pes doğrusu.

sorunun cevabına gelince; evet seboreik dermatit. 10 yıldır bu illetten çeken biri olarak bi ömür bununla yaşaman gerektiği gerçeğine kendini alıştırsan iyi edersin. çünkü zamanla başka yerlere de sıçrayacak (göğüs, kulak arkası, yüz, saç, sırt gibi) ama asla azalmayacak.

cevaplayan arkadaşlara teşekkürler. ön yargılarından kurtulmadan yazanlara veya basit polemiklere aç olanlara ise şunları belirtmek isterim:

- bir dermatolog görmediğimi nereden biliyorsunuz? belki de tanıyı sağlamlaştırmaya çalışıyorum?

- benim şahsen bir doktor olmadığımı nereden biliyorsunuz? belki de tanıyı ben koydum ve canım sıkıldığı için internete sardım?

- bunun bir iddia olmadığını nereden biliyorsunuz? belki bir dermatologla girilmiş ve ucunda 2 kilo fıstıklı antep baklavası yatan bir iddiadır hem de?

- yaşınız maksimum 20 midir?

son soru retorik idi. teşekkürler tekrar.

(bkz: 45'lik)

yeni halini cok begeniyorum

enteresan gelebilir ama çoğu modelden daha çekici geliyor..

çekici bulmak ne demek, hasta oluyorum.

"na şunun onlar"

hanımefendının dıyorum ben genelde.

bıze 2 tane sundan getır yada bı sundan bı bundan ortaya salata.

onun da bunlardan vardı dedim geçen, çok kaba oldu.

c- "karşımdaki cıvırın"

parmağımla gösteriyorum ben. ama çoğunlukla -tesadüf işte- ilk önce benimkini sorduğu için "benim" diyorum, ötekini de eşime veriyor haliyle tekrar sormadan.

"Hanfendinin... "

İsmi neden söylensin? Nerden tanısın garson? Neden öğrensin ismini?

"biz bi hede bi hödö alalım" derim ben, hanımefendinin ne ya jasfs. ya da hanımefendinin dili yok mu? tek seferde hepsini söyleyelim aradan çıksın diyorsam "biz" derim, ya da sadece kendiminkini söyleyip "hanımefendi"nin de kendi siparişini vermesini beklerim.

abi hanımefendinin de acaip bi resmiyet deil mi ya?

resmiyetten ziyade ona birsey katmis oluyorsun. alelade bir kadin veya erkek olmadigini ima ediyorsun.
bana da bu siparis sizin miydi diye soruldugunda beyefendinin diyorum..

ayrıca karşımda oturan kişi ezik falan değilse benim bir şey dememe gerek kalmıyor. garson "tavuk şiş kimindi" diye sorunca "hanımefendinin" diye atlamak yerine eşim diyor ki "benim". ezik değil ya ben niye onun adına cevap vereyim. ağzı var, dili var, insanlara cevap verebilecek kadar medeni cesareti var. en fazla yaptığım hareket parmağımla göstermek oluyor.

kız kendisi diyemiyor mu benim diye. ben gıcık olurdum yemek kimin dendiğinde sevgilim hanımefendinin falan dese, gülerim zaten çok komik. kendisi söylesin benim diye sen karışma, ağzı dili vardır heralde.

sen bakma onlara bunlar konusmayan insanlar... yada biz cenesi cok düsügüz..
genelde su sekilde olur

bla bla bla bla bla hanimefendinin / beyefendinin bla bla bla sonra bla bla bla

karsinda ki birsey anlatiyorsa ve araya garson giriyorsa kibarca soyler - araya sıkıstırır anlatacagin seye devam edersin..

ama karsilikli susuyorsaniz, tabii ki benim demeyi bileceksiniz..

midem rahatsızlanmasın diye bir iki lokma boş ekmek, bir bardak sade kahve, bir elma.

2 dilim tam buğday ekmeğin arasına maydanozlu kaşarlı tost ve zamanım varsa taze sıktığım portakal suyu, yanında da zeytinyağı gezdirilmiş domates.

o sabah kuaföre gideceksem müsli ve meyve (çünkü tosta zaman yetiremiyorum).

edit: nasıl beddualar aldıysam çay ve mini negro'ya kaldım bugün :(

peynirli tost (içinde ketçap),peynir,domates,yumurta,1 dilim ekmek nutella

annem ne hazırlamışsa onu yerim (zeytin, peynir, domates,yumurta falan dışında patates kızartması, yumurtalı ekmek, krep artık ne yaptıysa.) hazırlamazsa tost yapıyorum ben giyinene kadar hazır oluyor. muhakkak kahvaltı ederim.

türk kahvesi, fındık, ceviz, bal.

ekmek, nutella, beyaz peynir ve sallama çay. kettle açtıktan 7 dakika sonra masadan kalkarım.

burda yazanlara pek inanma, cogu kisi ya simit, pogaca filan aliyo olmadi bimden alinan kasarla yapilmis kuru ekmege tost iste.

sabah iş yerinde kimden sipariş verirlerse değişir. kaşarlı domatesli tost ya da peynirli börek. en olmadı eti tutku.

bizim köşede bi bakkal var (esnaf dayı)
her sabah ona sağlam bi ekmek arası yaptırıyorum
yarım ekmek arasına peynir, domates, biber, zeytin, ara sıra da iki dilim pastırma attırıyorum ohhh miss...

bi de geç kahvaltı yaptım mı aynı zamanda öğlen yemeğim de bu oluyor.

ödediğim maks. para: 3,50 TL

geceden hazırlayıp makinanın arasına koyduysam tost. yoksa corn flakes.

ben iş yerinde yapıyorum. börek-çay ikilisi :)

4 yumurta veya müsli.

simit ya da işyerinde alınan tost. :(

evden biraz ekmek peynir zeytin falan koyuyorum minik bir posete, iş yerim müsait oldugu için onları yiyorum. acma ya da poğaca türevi şeyler midemi yakıyor.

zaten öyle değil miydi kanun?

milli savunma bakanliginin sitesinde konuyla ilgili bilgi verilmisti.su an ilan yayinda midir bilmiyorum ama yanlis hatirlamiyorsam 1983 dogumlular alindi askere 1984 luler ise seneye

Damien Rice the professor

www.youtube.com

www.youtube.com

sigaramın dumadı da dumani yoktur yarimin imani bagri yarık dostlara merhaba

www.youtube.com

ismini hatırlayamadım çıldırıcam kadın vokalli bir grup under the sea mi ne diye albümleri vardı yarı fransızca, ispanyolca ingilizce hafif pink martini tadında ama daha yumşak kimdi bunlar kimdddiiii?

bu arada armadaki "ZS" ve "1985" olmayacak

zor değil dediğiniz şey en az bir kaç saat alır. baştan çizmek için. kimse yapmaz.

logo diyorsan ps değil illustrator daha uygun olur, vektör tabanlı çizilmiş olur.

@smyrna
yok yav. bu çok kullanılan bi şablondur kulüplerde. hazırı bile vardır da ben bilmiyorum belki de. şablon hazır olduktan sonra içini boyamak, yazı yazmak 5 dakikalık bir olay olsa gerek.

@sttc
babaanneye anlatır gibi anlatırsan :)
sen yetkili bi abiye benziyosun bi el at bee :/

hayrına yapılacak bir iş değil...

ps u yalayıp yutmadım ama boş otururken meşgale olsun diye uğraştım.

orijinalinden biraz farklı ama profesyonel biri birebir yapana kadar geçici bir süre için kullanmak isterseniz buyrun.

d1212.hizliresim.com

@eeb
çok çok sağol arkadaşım. gece gece üşenmeden uğraştığın için. çok güzel olmuş eline sağlık :)

evet

evet

hayır, hiç de sevmem.

evet

hayır

evet

evet.

evet

evet, seiko'cuyum.

Evet

hayır, aklıma yatan tek saat sony smart watch oldu. onu da sürekli takmam muhtemelen.

evet. rolex'ciyim. ama bir rolex'im yok.

hayır, hiç takmadım çok rahatsız ediyor.

evet. sağ kola takarım ayrıca.

bi ara takmıştım, duruyor hâlâ kolumda. o derece.

hayır. ne gerek var ki, cep telefonu da aynı işlevi görüyo zaten, ekstra bişey niye taşıyayım. hem rahatsız da edici zaten.

evet

evet ilkokuldan beri bir tek o terketmedi beni.

hayır. en çok saate ihtiyaç duyulan yer olan askerde takmadım ya daha da takmam.

değişiyo.

evet.

2 sene önceye kadar takmazdım, sonra başladım, vazgeçemedim.

Muhakkak, takmayınca eksik(lik) hissediyorum.

evet. saatsiz dışarı çıkmam

evet

bazen

hayır

evet

evet yeni yeni başladım bence olması gereken bi aksesuar.

heralde. telefondan bakçak halimiz yok ya.

hayır.

evet

hayır

evet. çıkardığım nadirdir.

saatli iş yapıyorsan takmak zorundasın. takıyorum ben de.

hayır

kırk yıldır kıyafet giyerim böyle gömlek görmedim.

hayır.

değil.

şunlara bak, benzerleri var.

shop.mango.com

değil

ne yazık ki amele işi

toplum bu tarz şeylere hazır değil, bsg yakanı düzelt derler adama

Tipin böyleyse al

@ mikail bey + 1 tipin böyleyse kimse gömleğe bakmaz çünkü

hayır. yakası çirkin. cep de hiç olmamış.

hangi gömlek

ben beyendim.

normal spiderman harici olanlar iğrenç ya. lanet. her şeyin bokunu çıkartıyorlar. spider man lan o ne cüretle bozuyorsun. teşekkürler.

hala yayınlanıyor ve yeni spiderman ash (pokemondaki)bozması gibi geldi bana. nerde espi peter parker nerdee dedim.
www.google.com.tr

hele mary jane. çok kötü çok.
tabi ben çizgi filmden bahsediyorum. hala yayınlanıyor mu dediğine göre sen de çizgi filmden bahsediyor olsan gerek?

çizgi romandan bahsediyorum aslında.

ultimate spider-man marvel'in ultimate evreninde geçiyor orda aynı karakterler çok farklı rollerde ben ultimate spider-man sevmiyorum. amazing de yayınlanıyor en son 699 yayınlandı.

kolejde okuyan bir bebenin başrolde olduğu tür var mesela, adını kestiremiyorum şimdi...

Aşık erkeğin testosteron salgısı düşüyor. Alakalı olabilir.

neden yapılmasın ki. cinsellik bir ihtiyaçtır elinle yapmazsan rüyana girer kendiliğinden boşalırsın. ;)

bu sorun benim için bir nevi aşk testi.. eğer sevgilimi masturbasyon sırasında aklıma getirmiyorsam uzak tutuyorsam aşığım diyorum kendime.. eğer en arsız utanmaz fantezilerime konu oluyorsa aşık olmadığımı anlıyorum..

aşık olunca kesiliyor panpa, yapasın gelmez.

aynen ya, vay amk. demek yalniz degilmisim.

ben aşık olduğumda testesteron salgım artıyor. istediğim kadar aşık olayım belli bir noktadan sonra pompa odaklı bir yaşam tarzı benimsiyorum. dolayısıyla sorunun cevabı evet.

"eğer sevgilimi masturbasyon sırasında aklıma getirmiyorsam uzak tutuyorsam aşığım diyorum kendime" falan yazılmış yukarda, insanlar aşık oldukları insanlarla değil kimle yapıcak bu aktiviteyi? diyerek sözlerime burada son veriyor, hepinize bol güneşli, bol pompalı kış sabahları diliyorum.

yeterli hormonları hissettiğin duygular sayesinde salgılıyorsun. bi nevi feedback mekanizması denebilir.

evet, türk erkeklerinin büyük çoğunluğu anasına aşık olup aşık olduğu kadını kafasında anasıyla eşleştirdiği için öyle olması normaldir (ensest gibi algılamayalım, dediğim şeyin onunla alakası yok, zaten anneyle öyle bir şey düşünülmeyeceği için aşık olduğunuz kadınla da düşünemiyorsunuz işte).

ben o kişiyle birlikte olmak istediğim için yapmam öyle bir şey. zaten normalde de aşık olduğun kişiyle sevişmek de istersin, normali bu (yani tek sevişmek olmaz kafanda ama onu tanımanın, yanında olmanın yanında onu da çok istersin). sizin psikolojiniz bir acayip, ben anlayamıyorum pek.

sevmekten bahsediyorsan, sevginin içinde tutku olmayabilir. ancak aşkın içinde tutku ve şehvet %100 vardır, yoksa ya aşık değilsin, ya da cinsel psikolojin ne yazık ki düzgün değil.

eğer bir kişiyle sadece konuşmak, yanında olmak, onu tanımak istiyorsan, şefkat duyuyorsan seviyorsundur (sonradan aşk eklenir mi bilmem); eğer bir kişiyle hem sohbet edip, yanında olup hem de deliler gibi öpmek, sevişmek istiyorsan aşıksındır; eğer bir kişiyle sadece sevişmek istiyorsan, ağzından çıkan hiç bir şey seni ilgilendirmiyorsa, onu tanımak istemiyorsan ona sadece şehvet hissediyorsundur. türk toplumunun acayip değer yargıları sonucunda türk erkeğinin "aşk" kavramında büyük bir sıkıntı oluşmuştur, çözülmesi ise değer yargılarının tamamen değişmesini gerektirmektedir.

kısacası, türk erkeklerinin büyük çoğunluğu gerçek anlamda aşık olabilme kapasitesine sahip değil.

@sharksmile asik oldugu insanla sevismek isteyen ve sevisen ama yine de masturbasyondan soguyanlar da var -kendimden biliyorum-, bu aciklama yeterli degil. bence porno ile alakali olabilir. ciplak hatunlar falan, boyle sanki aldatma gibi bir his ama tam da degil. tabi porno falan izlemeden masturbasyon da mumkun, ona karsi bir argumanim yok.

@sendelemeden aşık olduğun kişiyle sevişmek istediğim için oluyor ben de ama "soğumak" gibi değil. canım istemiyor yapmak, çünkü onu istiyorum :) porno izleyerek mastürbasyonu hiç karıştırmadım zaten işin içine porno girince aldatma gibi bir his gelebilir herhalde, doğrudur. bunun dışında açıklama yeterli, istisnalar olabilir ancak genel durum budur.

navigare geldi aklıma

yok abi navigare değil

arkadaslar markanın adi ''navale yachting'' navigare ya da nautica ya da bir baskasi değil..

12 saat ileri (veya geri) al.

gece ayar yaparsan gece değişir.

ileri veya geri fark eder mi?

farkeder, geri al.

farketmez. önce saati düzelt sonra tarihi.

kan alırlar.

hukuk da senin ağzını burnu kurar. darb, adam yaralama, mekan basma, döverkende küfürde edersin bir de hakaret ohhh süper :D sen ne oldu onu anlat önce.

daha spesifik ve detaylı bilgi verirseniz- darp şu kdr aydan baslar su kadar aya kadar, küfür şu kadar falan diye.

olay esnasında seni bir şekilde öldürüp nefsi müdafaa'dan yırtabilir. yani ben olsam öyle yaparım.

avukattan bahsediyorsun, sırf şuraya yazdığın duyuruyla bile bikaç yıl yedirirler sana.. adam öldürmeye teşebbüs, darp, haneye tecavüz derken kendini 30 yıl sonra dışarda bulursun o olur..

planlayarak adam öldürmek için şu duyuru bile delil.. hacı, bence uğraşma, lanet et geçsin..

büroda olmaz, sokakta karşılaşmalısın.

Rahatsız mısın sen?

iyi olmaz :) ama eğer avukatın bunu gerçekten hak ettiğine inanıyorsan, baro'ya şikayet edebilirsin. disiplin soruşturması açabilirler.

bu arada, bir avukata bence en kötü yaptırım, "kara propaganda" olabilir. ağzını burnunu kırsan bile o kadar koymaz yani, öyle söyleyeyim. :)

bulgaristanın şekerlerini seviyorum ben mesela amerika ve avrupanın diğer ülkelerinde bulamadım yiyemedim. bence bulgaristan şekeriyle ünlü olsun.

Kestane şekeri
Akide şekeri
Konya şekeri
Lokum
Kandil şekeri
Kaynana şekeri

Türkiye var ya? Lokum işte, tüm dünyada satılıyor.

(bkz: salmiakki)

lokum şeker mi ki

canada'da maple syrup'un sekeri gibi bir sey var, super.

(bkz: M&M)
en.wikipedia.org:Plain-M%26Ms-Pile.jpg
myworldreviews.com
blog.vegas.com

en.wikipedia.org
en.wikipedia.org

en.wikipedia.org

leş gibi dişler.

:):) abicim onu sormuyorum ya

yok

neyi sormuş bana da diyin?

çikolata bogazda ya da nefes borusunda mi ne yapıskanımsı bir sey birakiyor ya ondan sonra sigara icinde bişi olur mu?

Hacı olsa olsa aromalı tat kalır ağzında nolacak.

var elin yanabilir.
ben ne zaman çikolatadan sonra sigara içsem dalgınlıgıma geliyor sigra dudagıma yapışıyor ve sigarayı elime alırken parmaklarımı yakıyor

sigaranın zararının üstüne daha ne olsun ki onu anlamadım ? olan oluyor düşündüğün şeye bak:D
evet, akciğerlerimiz havayı içine çeken süngerler gibidir..

şekerli olduğu için dumanın boğazına yapışmasına neden oluyor. ciğerler zaten tamam da bari gırtlağım biraz sağlam kalsın diyorsan içme çikiletanın üstüne. güzel tat veriyo ama. annem ki 30 senelik tiryaki daha hiç çayla sigara içtiğini görmedim. sordum. bu yüzdenmiş.

@ duydukduymadıkdemeyin

işte bunun aslı astari var mi yoksa sallamasyon bişi mi

çay için de aynısı söylenir. Şekerli çay dumanın boğaza yabışmasını sağlıyor, gırtlak kanseri riskini artırıyor. bi doktor arkadaş söylemişti bunu bana ellam.

ben bir tek annemden duydum fakat @japon askeri de aynı şeyi söylüyor. ufak bi araşırma ile öğrenebilirsin aslı olup olmadığını.

olmaz:)

bence de olmaz

belki güzel gidebilir denemek lazım, ama düşündümde pastırmayla gitmeyedebilir

olur hatta öyle bir paçanga yemişliğim bile var.

Vay anasını mantarlı paçanga böreği diye bir şey varmış zaten. Vedat Millor'un çırağı olucam ben. Koku alma yeteneğim de iyidir kapıdan girmeden yemeğin içindekileri bilirim vallahi.

fıççın lokantasında böyle sunuluyor ve bence diğerinden kat kat iyi.

annem mantarlısını yapmıştı geçenlerde. okuyunca hatırladım. güzel de olmuştu. bu arada annem aşçıdır. (: anlar.

valla olmaz :/

olmaz olur mu ya hem de mis gibi olur. hatta istiridye mantarı olursa pastırma o böreğe gönüllü olur.

gulsahsuperbirkizlan.blogspot.com

ermeni hastanesi

şişli etfale ve taksime gitme sakın

all girls dream yazmış devlet değil ama ermeni hastanesi en iyisidir.özellikle sarkis barış(yanılmıyorsam)

resimlerin rengi önemli değil renk tonu nuyan bi çerçeveyle kurtarabilirsin.
fakat o logo olmamış sanki hiç:)

Resimler değişecek mi sonradan bilemedim ama sitedeki tüm yazılar beyaz olduğu için resim üstündeki yazılar da beyaz kullanılabilir sanki.
bi de logo lacivert olduğu için beyaz bi background eklemişssiniz sayfada gözüksün diye sanırım ama bence olmamış o.
logo rengini değiştirme şansınız varsa beyaz background olmadan lacivert üstünde anlaşılabilecek bir renge değiştirilmeli.

site haritasi sagda olmaz derler sola cek onu.

işte resimlerin hepsi resimli yazılı banner ile değişecek ama arka plan ve yazı için renk soruyorum. site daha baya olmamış halde zaten, farkındayım, olduruyorum.

Tezsiz yüksek lisans yapmada Ales zorunluluğu yok.

tezsiz yüksek lisans için ales şartı kalktı.
tezli için ales şartı var.

e nasil giriliyor peki? basvuru koşulları nedir?

E ben nasıl gireceğim şimdi @all.. dediği gibi? Neye göre?

başvuru şartı ne olacak parayı veren girecek.

akademik kariyer düşünmeyip sadece yüksek lisans isteyenle
akademik kariyer düşünerek yüksek lisans isteyen arasında bir fark yok.

lisans okuyorsan veya bitirmişsen parayı yatırıp girersin sınava.

üniversiteler iki tür yüksek lisans programı açar.

tezli ve tezsiz. yalnız her tezli yüksek lisans programının tezsiz'i yok. yani tezsiz yüksek lisans yapabileceğin alanlar sınırlı.

kapalı çarşıda envai çeşidini bulabilirsin.

kalitesini nasıl anlarız varmı bi dükkan ismi veya tavsiyeleriniz.

yok zaten kapalıçarşı esnafı çakalın allahı. öte yandan replika satan birine ne kadar güvenilir ya da sözüne. senin gibi kovaladım bende bi süre böyle sonra epmerıo armanı aldım taksıtle. sırkecıde 950 lıralık saati 590 a aldım.

hocam ne yalan söyleyim bende yeni gördüm ulysse yi çok beğendim almam lazım. gidip diesel e para verdim daha vermicem. kaiteli replika denemk istiyorum.

hocam o zaman epey gezeceksin. sahibinden.com da çok ilan var. orasıda önemli. başarılar dilerim.

bir arkadaşım kuvarsitwatch diye bir siteden almıştı. 2-3 yıldır kullanıyor, bildiğim kadarıyla da bir sorunla karşılaşmadı.

türkiye'de replika saat alınmaz. yok valjoux'muş, yok eta'ymış, hepsi yalan dolan. armani dediğiniz de moda saatidir, mekanizması kalitesizdir, fiyatları da pahalı değil, replika almaya değmez. ulysse nardin, vacheron constantin gibi saatlerin de replikaları alınmaz çünkü replika olduklarını çok belli ederler. bence gidin normal bir saat alın, replika işine girmeyin.

marcelorios +1

attention whore dedikleri ilgi manyaklığından başka birşey değil. dürtü bu yani sırf bu niyetle yapmamış olsalar bile.

ilgi manyaklıgı olabilir. cunku yalnız falan değiller etraflarında bir dünya arkadasları var.

basitler.

güzelliklerinin farkındalar. daha çok dikkat çekmek istiyorlar ve bunuda gayet güzel başarıyor gibiler zira gelmiş duyurusunu bile açmışsın hatunların. siz böyle dikkat kesilince onlarında egosu coşuyor, önemli olan noktada bu zaten.

işsizler.

@ gizli işşiz diyelim. güya çalısıyorlar amk.

ilgi manyaklığı boyutuna katılıyorum. bi de bence şu dünyada sarışın kafası diye bi şey var, işte ona ulaşmak nirvanadan daha zor bence.

Ben kız olsam ve dediğin kadar güzel olsam sokağa çıkıp yapardım anketi be dostum :)

Kızlar güzelliğinin farkında ve dikkat çekmek istiyor işte. Gayet doğal.

Not: bence sarı kalsınlar :(((

çıkarım derken giriş yaptınız ve hesabınızdan çıkış mı yapıcaksınız? öyleyse sağ üstten adınıza tıklayıp oturumu kapat diyin

yok hocam öyle değil. klasik hotmailden giriyim istiyorum outlooktan değil

sag ust kosedeki ayarlar isaretinden "switch back to hotmail" secenegi ile.

artık 29 yaşından sonra sebebi ne olursa olsun tecil olmuyor.

ya bugun subede sordum 35 dedi kadın. lisans ile kariştirmayin dedi bana.

istersen doktora yap 29 yaşına geldiğinde "askerliğini yap sonra ömür boyu okuyabilirsin" diyor devlet baba.

edit: evet ya soluman haklı, yüksek lisans 35'e kadar, şimdi hatırladım. üstteki yorumumu dikkate alma.

lisans 29, yüksek lisans 35 güncel bilgidir itimat ediniz.

alla allaaa madem bilmiyorsunuz, eminmis gibi net cevaplar vermeyin. bilmiyorsan gec git, ne demeye yanlis yonlendirirsin ki.

kesin bilgi: lisans 29, yuksek ve doktora 35

lisans 29 yaş sonuna kadar. lisans bitiminde 29-30 yaşında olsan bile 2 sene tecil alırsın.

üzerine y. lisans başlarsan 35 yaşına kadar. y. lisansı bitirdiğin ya da terk ettiğin durumda 35 yaşın altnda olmak kaydı ile 1 yıl daha tecilin olur.

hayır, aa olarak hesaplanır

etkiler

mezun olduğundaki not ortalaman hesaplanırken etkilemez, aa olur.
ama şuan etkiliyor olması lazım.

etkilemez. aa olarak değişecek.

not ortalamanı etkilemez. yalnız ilerde yurtdışında master falan yapcaksın hiç f'i olmasın gibi kastıran okullar var.

kafan çok güzelmiş arkadaşım, güle güle kullan. bir ara da saygıdan haberdar olmanı tavsiye ederim. sağ tarafta beklesen bir tarafın eksilmez değil mi?

çok tartışıldı bu konu. bir örneği; eksiduyu.ru

www.bigwhiteguy.com
dünyanın kalabalık noktalarında kural bu şekilde.
yürüyen merdiveni keşfeden kuralı koyar.
yürüyen merdiven asansör olmadığı için, sabit durmak dinç bir insan için zaten saçmadır, yürüyerek çıkmak daha mantıklıdır.
nasıl ki kesime gidecek ineklerin geçtiği yollar belli kurallara tabi, yolu tıkayan ineklere su sıkıyolar filan, 7 milyar nüfusa dayanan insan ırkının hızlı hareket edebilmesi için de gereken durum bu, böyle.

cevap soruda gizli. bu haliyle, soru, kendi icinde tutarsiz.

bu kisilerin acelesi var. onun icin, hem merdivenleri kosarak cikiyorlar, hem de yuruyen merdivenin hizindan yararlaniyorlar.

New York'ta yuruyen merdivenin sol tarafinda dikilirsen, arkadan gelenler tarafindan iyi bi firca yersin mesela...

acelen varsa normal merdivenden çık ne demek. kronometre tutup her koşulu dene bakalım en çok hangisinde zaman kazanıyosun ve acelenin olduğu bi zaman o 1-2 dknın bile ne kadar önemli olduğunu düşün.

"solda durulmaz!!11" diyenlerin bir de saygından bahsetmesi yok mu deliriyorum ha. nasıl bir saygı anlayışınız var sizin? senin acelen var diye, aman o nazik popon daha az yorulsun, kendi hızını merdivenin hızına katıp 30 saniye daha erken var diye yürüyen merdiveni amacına uygun durarak kullananları hizaya sokmak nasıl bir saygı anlayışı yahu?

"hepi topu bir adım sağa atacakmışız", "sağda dursak eksilmezmişiz ya"

peki güzel kardeşim sağımda duran adamın kucağına mı çıkayım, omuzlarına mı basayım ne yapayım? sağımda da adam var nasıl sağda durayım? sen istiyorsun ki 30 saniye daha erken varayım diye 40 basamaklı ve tek seferde her basamağında iki kişi durarak 80 kişi taşıyabilen merdivere 40 kişi tek sıra binsin, sol şeridi paşamıza ayırsın, kalan 40 kişi durarak yukarı çıkabilmek için aşağıda tek sıraya girsin.

evet hesapladım ben canım. kızılay'da en alt peron katından yüzeye üç adet bomboş yürüyen merdivenden yürümek ile duran merdivenden koşmak arasında 30 saniye, bilemedin 1 dakika fark ediyor. yürüyen merdivende durmak ile yürüyen merdivende yürümek de taş çatlasın 2 dakika. sen 1 dakika daha erken çıkacaksın diye yürüyen merdiveni amacına uygun kullanmaya çalışan insanları niye hizaya sokuyorsun? "tek seferde 80 kişi taşıyabilecekken yarısı kadar adam binsin, sol şeridi ben koşacam diye boş bıraksın" demek neyin saygısı oluyor? senin aşağıda sol tarafı boş bıraktırıp sağ tarafa binmek için sıra bekletmek istediğin adama yaptığın şey saygısızlık değil mi?

iki istisnası olur, ortamda yürüyen merdivenden başka duran bir merdiven yoktur (ankara sıhhiye metro istasyonu mesela, peron katına iniş/çıkış). o zaman anlarım. koşmak istersin, koşamazsın. başka çaren de yoktur.

bir de yürüyen merdiven tenhadır, ama insanlar dağınıktır. toplu durmalarını istersin. bunu da anlayabiliyorum ama hak vermiyorum.

yürüyen merdiven denen şeyin amacı merdiven çıkmak istemeyen, çıkamayan insanları yormadan taşımaktır. yürüyen merdivene binince durmak normaldir. yani yürüyen merdivende normal olan şey durmaktır. öyle bir konuma getirdiniz ki sanki yürüyen merdivende durmak anormal bir şey, "saygısız piça bak yürüyen merdivende duruyor". o istediği gibi durur, sen yürümek istiyorsan normal merdivenden istediğin gibi yürürsün. ikisinin hızını birbirine katıp hızlanmak istiyorsan da insanları hizaya sokmak yerine kendin hizaya girmelisin, yürüyen merdivende azıcık zigzag yaparak çıkıver? yetişmeye çalıştığın yer popondan dana önemliyse azıcık yorulmayı, nefes nefese kalmayı göze alıp normal merdiveni dörder dörder çıkıver? evinden 5 dakika erken çıkıver? sen hiçbir şey yapma, yürüyen merdivende olması gerektiği gibi duran adamı hizaya sokmaya çalışıp bi de saygısız de, medeniyetsiz de.

yürüyen merdivenin amacı üzerinde durmak olsaydı merdiven şeklinde olmazdı. geçmek isteyene yol verebilmek icap eder, bu her yer için geçerli olabilir. karınca gibiyiz zaten. bidir bidir. bazıları çok dar olabiliyor ama hak vermiyo da değilim.
canım amcam yaa www.youtube.com :)

@ devilred bunun saygı ile saygısızlıkla ne alakasi var. adi üstünde 'yürüyen merdiven' kendi yürüyor ztn ben neden yürüyim ki? snn acelen varsa normal merdiveni kullan ister çifter çifter cik ister koşar. ama kalkipta bana saygidan dem vurma

kibritsuyu hocam haklisin da, her sehrin sartlari kendine özgü.

New York'ta bu is, ayyynen senin su dedigin sekilde calisiyor:

"tek seferde her basamağında iki kişi durarak 80 kişi taşıyabilen merdivene 40 kişi tek sıra binsin, sol şeridi paşamıza ayırsın, kalan 40 kişi durarak yukarı çıkabilmek için aşağıda tek sıraya girsin."

Ankara'da metrodan inince yuruyen merdivene binip yakalaman gereken diger bir tasit araci pek yok. Yuruyen merdivene binip yeryuzune cikiyor ve kaldirimda yurumeye basliyorsun. Genel olarak sehrin temposu da daha yavas.

Halbuki New York'ta ve Istanbul'da, daha fazla kosusturma gerektiren haller var. Muhtemelen baska sehirlerde de vardir da, ben gozumle gordugumu yaziyorum.

Mesela tren (metro degil, bildigin düz tren) seni bir istasyonda birakiyor. O istasyonda baska bir trene aktarma yapman gerekiyor. Iki tren arasinda sadece alti dakika var. Ama bu bahsettigim istasyon cok katli. Indigin yerdeki perondan degil baska bir kattaki perondan binmen gerekiyor. Adamlar sistemi oyle bir kosusturmaya gore ayarlamis ki, acele etmez sallanirsan, o treni kacirir, bir saat sonrakine kalirsin. Yuruyen merdiven hayvan gibi uzun. Simdi boyle bir durumda, senin evden 5 dakika erken cikmis olman ise yaramiyor ki. Orada tren degistireceksin ve iki tren arasinda 6 dakika var. Cikman gereken katlar ve yurumen gereken yollar var. Hal boyle olunca, ister istemez boyle yazili olmayan bir kural gelismis zaman icerisinde. Acelesi olmayan insanlar da, aynen senin dedigin gibi, kuzu kuzu asagida tek sira olup yuruyen merdivene binmeyi bekliyorlar. Tokyo, Londra, Paris, Frankfurt, Sanghay'da durum nasil bilmiyorum ama boyle oldugunu tahmin ediyorum. Kediebesi'nin gonderdigi linkten de, Hong Kong'ta da boyle oldugunu anliyorum. Yani sol tarafin bos birakilmasi gibi yazili olmayan bir kural var. Haa bu kural Turkiye'de, Istanbul'da, Ankara'da uygulanir mi, kabul gorur mu, nasil olur, onu zaman gosterecek herhalde.

(bkz: kadıköy kartal metrosu) hizmete girdikten hemen sonra, bu basliga yazilanlara baktigimda, Avrupa yakasindaki metro yolculariyla, bu hattin yeni yolculari arasinda, bu acidan bir fark oldugunu ve tartisma yasandigini gordum.

zamanla taslar yerine oturur, her hattin kendine ozel yazili olmayan bir kurali, kendiliginden gelisir sanirim.

ne mutlu bize ki, artik metromuz var ve bunlari tartisabiliyoruz.

Kapatmıyorum , kendimi enteresan bir biçimde daha rahat hissediyorum.

kapatmadığım oluyor. bir sebebi yok.

bazen öyle bazen böyle

-Kapatıyorum, alışkanlıktan dolayı;
-Kapatıyorum, tatmin olmak için, kapatmazsam içim rahat etmiyor;

kapatmıyorum. yalnız yaşadığım için hiçbir zaman banyo kapısını kullanmıyorum yani.

kapatmıyorum

Kapatıyorum, sebebini ben de bilmiyorum.

ben evde biri varken de kapatmıyorum

kapatmıyorum. bir şey olur kapı kilitlenir içerde kalırım falan diye korkuyorum sanırım.

tek başıma yaşadığım evde kapatmıyordum. ama başkasıyla yaşadığım evde, o an başka kimse olmasa bile kapatıyorum. bir garip.

Kapatıyorum kitliyorum da. Eve hırsız felan girerse beni o vaziyette görmesin. Bir de sebebi bu olabilir. www.thinkgeek.com

Kapatıyorum.
Hatta evde biri olsa da olmasa da kilitliyorum.

-Kapatıyorum, alışkanlıktan dolayı;

evdeki kişiye göre evde biri olduğunda bile kapatmadığım oluyor yalnızken ise refleks olmuş resmen kapının varlığını unutuyorum

Kapi mi, ben ciplak gezerim yalnizken :)

kapatmıyorum evde çıplak dolaşıyorum özgürce :D

Ben de kilitliyorum lan bak onu eklemeyi unutmuşum.

önce dış kapıyı kilitliyorum, tuvalet kapısını kapatmıyorum. kendimi daha özgür hissetmemi sağlıyor

Yıllardır ailemle yaşadığım evde kapatıyorum. (-Kapatıyorum, alışkanlıktan dolayı)
Onun dışında yazlık, arkadaşın evi gibi yerlerde tek başıma kaldığımda kapatmıyorum.

banyoya girdiğimde soğuk oluyor diye kapatıyorum, tuvalete girdiğimde kapatmıyorum.

1

-Kapatıyorum, tatmin olmak için, kapatmazsam içim rahat etmiyor;

kapatmiyorum. niye kapatiyim ki?

herhangi bir ürün pazarlanmayacak ama gene de ilan olacaksa. toplumsal bilinçlendirme olabilir. etkileşim kısmını ayrıca düşünmek lazım.

kiosk gibi bişey olabilir, önünden geçerken aktive olan bi reklam panosu olabilir vs.

online imza kampanyaları
facebooktan bunu beeenen 34729472 kişi arıyoruzlar

sosyal proje yap haci.

2. dünya savaşı posterlerine bak mesela:
www.st-andrews.ac.uk

Yada queensland rail Train etiquette posterlerine :
www.queenslandrail.com.au

Konunu bul, interaktivite tasarlamak kolay. Mesela bombalanıyoruz gece ışıklarınızı söndürün muhabetine insanların kapatması gereken bir switch koyup, switch açıkken öten sirenler vs eklersin. Periyodik olarak açılır switch, insanlar gelir kapatır vs.

bu kadar yaratıcı fikirleri olan arkadaşlar varken benim ne işim var bu tasarım zıkkımı işinde anlamadım ki. hepsi güzel ama ,devamı vardı. bu ilanlar 10 yere asılacak ,iletişime geçenler görüntülenecek ,becerilirse röpörtaj alınacak, üstüne yer kaldıysa aklınıza ilk gelen o şeyden yapılacak falan:) sanırım durum anlaşıldı. ama bu ekip yapar. başka bir iş çıktı şimdi bari birisi onu yapsın versin. kim yardım ederim derse öpücem . yemimle.

bomboş

kalbim boş, içim bokla dolu, yüreğimse bir üveyik. ne diyorum la ben.

her ikisi de.

konuşmam gereken o kadar çok yerde sustum ki, onların hepsini anlatmak, bu doluluğumu gidermek istiyorum.

ancak öte yandan, bir isteğim, amacım olmadığını gördükçe, tek yaptığımın okul-ev, ev-okul arasında gidip gelmek olduğunu ve geri kalan vakitlerimi de burada geçirdiğimi fark edip ne kadar boş bir insanım ben diyorum. kendimi dolduramadıkça ölmek istiyorum.

İçim dolu. Bazi kisilere sövmel istiyorum mesela. sonra diyorum hadi bosver

içim boş,hemde bomboş :(

içim dolu, boşaltmak da istemiyorum, böyle iyiyim.

içimi kime boşaltsam pişmanlık duyduğum için uzun zamandır susuyorum.

bos. sanki boyle daha iyi

İkisi de aynı şey, ikisini de ikinci aşamasında beceremiyorum malesef. Önce kendime anlatabilmem lazım kendimi.

O sırada sen de evde mi olacaksın? Sence kim kabul eder böyle bir şeyi :). Diğer odaları vs. kilitlemekten bahsediyorsan o zaman talep olur.

kamera koymadıgını ne anlayacaklar. bu iş yaş. yemez.

fiyat cazip olursa neden olmasın

seni tanımayanlar bu riski alıp senin evine gelmez.
seni tanıyanlar da evine gelse sana para vermez.

fuhuşa yer temin etmekten yersin cezayı bu bir.evi ancak günlük kiraya verirsen yer bu. ki evlerin günlük kirası 80-100 tl iken sen 2 saatine 30 tl diyosun çok diyosun.

fuhuş değilki bu..millet sevgilisiyle sevişince fukuş mi oluyor ?

zaten gecelik olsa ne farkedecek adam 10 posta atacak değil herhalde

bir cinayet işlense o evde ne yapacaksın? ben odayı 2 saatliğine kiraya verdim mi diyeceksin?

bence olmaz. zira ben kaldığım çok iyi otellerde bile huylanıyorum lan kamera var mıdır diye.. bilemiyorum belki de ben çok huyluyum..

günlük ev kiralayanlar mevcut o fiyata, sahibinden.com'dan bak

www.sahibinden.com bence böyle bişey denemelisin odadan ziyade...

verilir biz hep veriyoz saçma sallama yorumlar yapıp durmayın oturduğunuz yerden

bişi olmas ama 3.doneme girmesin. bişi olmas derken hukuki boyutta vişi olmas

kredi basvurun onaylanmaz,nakt avans cekemezsin vs.

cok faiz gelir mi ki? gecen ay 200 lira biseydi asgarisi bu ay kac olur? aynı mı yoksa artar mı cok?

ayda 25 lira faiz gelse (2.34 ve 2.84 olsa faizler) toplam 50 lira faiz yersin. 1050 liralik borcun minimum odemesi de 210 lira olur? (emin degilim bak)

hocam naptin 25 milyon faiz mi olur , maks 4-5 lira gelmesi lazim

1000 lira borc icin hesaplayinca oyle cikiyor. 200 tl'yi 2.84'den, 800tl'yi 2.34'den hesapliyorsun.

tarz meselesi tabi bunlar ama bence ikisi de değil.

açık konuşalım. 2si de değil.

Hacı bi kere öyle vücudun varsa böyle durur bunlar, açıkçası öyle vücudun varsa her şey böyle durur zaten. Çöp çuvalı giy çık sokağa.

cevap mı istiyon al: götüm gibi.

meriç kıyafeti ya la bu, meriçsen 2 diyorum ben

duygumsu +1

2 numara.

kesinlikle 1v1y.com'dan alışveriş yapma.

alakaya abes renkler olmuş, koyu renklere yönelin

bence sen bunları alma cok kotu yanı ıkısıde

açık konuşalım. 2si de değil.+1

2 kötünün iyisi

bence ünv adı önemli.

Beykent'e gitme. Sana hiçbir şey katmayacağından yüzde yüz eminim. Yani bilmiyorum ben yüksek lisans deyince kendimi geliştirmek için bir şans anlıyorum yoksa bitireyim de yüksek lisanslı olayım değil. Beykent tam bir ticarethane, başka bir açıklaması yok.

y.lisans yapma işe gir çalış..Çok pişman olursan yurtdışında yaparsın.

@jim jim

çalısıyorum zaten

istanbul'daysan tabii ki bilgi.
kemerburgaz nedir yahu, ilk defa duyuyorum :/

istedigimiz gibi kesim yapabiliyorlar mi peki?

bide psd veya illustrator formati olmasi fark eder mi?

sanatta yeterlilik doktora eşdeğeridir. y.lisansınız varsa başvurulabiliyor;)

@yapacakbirseyyok

yüksek lisans olmadanda basvurulabiliniyor.

bakındım bi, varmış öyle programlar :))..
süre daha uzun olur ama akademik getirisi açısından sanatta yeterlilik daha kıymetli.
bir de hangi akademik ortamda ve kişilerden eğitim aldığınız da belirler sanırım tercihleri. misal ben dokuz eylül güzel sanatların herhangi bir bölümünde sanatta yeterlilik yerine, eskişehir a. ünüversitesi çizgi film, animasyon bölümü gibi bir yerde lisans eğitimi almayı tercih edebilirdim ;)

google reklamı olabilir mi?

bnm daha once(gün icerisinde girdigim bi siteydi) duyuruda gorunce sasirdim. nasil cıktıki burda

support.google.com

tam olarak hukuksal yönünü bilemiyorum, bi akrabamın başına geldi,

arabanı güvendiğin birinin üzerine geçirebilirsin, evde değerli eşya bırakma, eğer alabilecekleri bişey bulamazlarsa süreç uzadıkca uzar, en azından borcunu ödemek için para bulabileceğin zamanı elde edersin.

peşini bırakmazlar ama, 20 yıl sonra bile olsa alırlar o parayı senden

bildigim kadariyla eve avukat ve icra memurlari geldiginde sozlesme yapabiliyorsun. ama o sozlesmeye riayet etmessen hapis cezasi var.

@all girls dream

evde zerre kadar mal bırakmadım dıyelım 1 hafta içinde geldiler ev bombos bende sozlesme yapmıyorum..

aracı alırlar mı ( ben icra asamasında aracı basksına devredebilir miyim )

sözleşme yapmadıgım takdırde evde de bişi alamadılar o zaman ne olur hapse mi girerim

bigisayarları kesinlike yok et hemen. 1 hafta içinde herhangi bi günde gelebilirler. sabahın 6'sında da gelebilirler. yasaya göre güneşin doğuşuyla batışı arasındaki her saatte gelebilirler çünkü, haberin olsun. özel şeylerini de sırt çantasına koy. senin çantalarını karıştıramazlar iznin olmadan. benim laptop sırt çantamdaydı, ve bariz içinde bi şeyler olduğu belliydi. yine de "içinde ne var" deyip açtırmadılar, isteyemezler böyle bi şey zaten.

malların fiyatını tamamen kafalarına göre belirliyolar. hiçbi düzeni yok. şöyle söyliyim, bizim evde 2'si dandik 1'i 6.000 tl değerinde olan 3 halıya 300 lira mı ne yazdılar. evet tam olarak 300 tl. istedikleri gibi düşük fiyatı yazarlar yani.

ev bomboş olabilir dediğin gibi. sana asla "nerde televizyon?" falan diyemezler. "ben böyle yaşıyorum, size ne" dersin. ki dediğim gibi sana hesap sorma hakları yok, onlar polis ya da hakim değil. "işinizi yapıp gidin lütfen evimden" dersin olur biter. hiç muhattap olma karşı tarafından avukatıyla ve icra memuruyla. (karşı tarafın avukatı da gelecek). ayrıca ne olursa olsun icra memuruyla da özel olarak muhabbete girme. avukattan gizli senle konuşmaya çalışabilir, ağzından laf almaya çalışabilir. hiç bulaşma, en önemli tavsiyem bu. çünkü malesef icra memurlarının çoğu şerefsiz ve o avukatlardan para falan alıyor böyle şeyler için. samimi tavırlarını hiç umursama.

arabanla ilgili bi şey diyemiyorum. babamın şirkete ait arabasına da haciz konmuştu. ama mesela anneme ait olan arabayla ilgili hiçbi muhabbet olmadı.

eve haciz gelme olayı kalktı denmişti ne ayak la bu?

@hosein onlar hep baslık hileleri kalkmamıs sadece televızyon buzdolabı falan almıyorlarmıs. onları alsalar ne olur almasalar ne olur hesabı

arabayı eve gelince almazlar. üzerinde icra varsa trafikte çevirip, altından alır parka çekerler.

hiç unutmam seyahat ettiğim otobüse çevirmede haciz gelmişti. göt gibi kalmıştık dağ başında :)

Araban hacizli bir kere bundan kurtuluş yok. Artık sistemden direk haciz yapabiliyorlar.

En güzeli git borçlu tarafın avukatıyla konuş. Güzelce durumunu anlat, adamlar canını alacak değil, bir orta yol bulunur. Sende böyle haydut gibi kaçak göçek yaşamak zorunda kalmazsın.

Size gönderilen ödeme emridir. Biz hacze geliyoruz diye haber vermez icra dairesi. Yani X 'e borcunuz varmış oyle soyluyor ... süre içinde ödeyin, mal beyanında bulunun yoksa haciz de dahil yasal takibe devam edilecektir der.

Borcunuz yoksa tabi itiraz edersiniz. Size tebliğ edilen tarihten itibaren ödeme emrinin altında yazan süre içinde itiraz etme hakkınız bulunuyor. İtiraz ederseniz takip durur. Bu durumda alacaklının artık dava açması gerekir. Ancak haksız yere itiraz ettiğiniz yargılama sonunda anlaşılırsa alacak miktarının %20 si oranında fazladan ödeme yapmak zorunda kalırsınız. Eğer itiraz etmezseniz takip kesinleşir ve kesinleştiği andan itibaren aracınıza haciz koyabilirler. Aracı yakalayıp el koymamaları için hiç trafiğe çıkarmamayı bir arkadaşınızın garajında saklamayı deneyebilirsiniz. Boylece zaman kazanmış olursunuz. Araba kapının önündeyse alır giderler valla.

Ev bomboş olsa da peşinizi bırakmazlar.Üstünüzde mal var mı diye sorgulatırlar. Bankalara hesabınız var mı diye yazı yazarlar. SGK dan çalışıyor musunuz diye sorgulatırlar. Çalışıyorsanız maaşınızın 1/4 üne haciz koyarlar vs.

Haczedilen malların değerini hacze gelen memur belirler. Ama kıymet takdirine itiraz dediğimiz bir olay var. Örneğin arabaya veya eve olması gerekenden çok az bedel biçildi. Bu durumda itiraz edebilirsiniz.

Yeni çıkan torba yasayla birlikte hayır haciz kalkmadı ama evler bakımından temel eşyaların haczi yasaklandı. Yani haczedilemeyen eşyaların sayısı arttı. Eskiden ocak haczedilemiyordu ama buzdolabı haczedilebiliyordu mesela. Artık buzdolabı da haczedilemez hale geldi. Tabi bu mallardan birden fazla olması halinde diğerleri haczedilebilir.

karşı tarafla çok kavgalı değilsen, ya da avukat çok orospu çocuğu değilse mallara haciz konsa bile seni yeddiemin atayıp malları evde bırakırlar. borcunu ödeyince üstündeki haczi kaldırırsın. ödeme niyetin varsa telaş edecek durum yok.

borçlu oldugum yer bır banka. şahsa bir borcum yok odeyecegım ama sanırsam 17 bini tek seferde ıstıyor serefsızler. onu oldurseler odeyecek durumum yok aracım 10 bin lira ederse eder o da anında satılmaz zaten. bir tek borcumda o bankaya değil bir ton borcum var. o nedenle bısılerı kacırmam gerek. şimdi ben itiraz etmesem odeyecem desem ne olacak ki direk 17 bını ıstıyorlar .s

lan hiç mi benzer bölümde y.lisans yapan yok?

Okullarin sitesinde yazar basvuru sartlari?

ben ediyorum.

sakin ha. jiletli igrenc

makas en temizi. jilet hem uğraştırıyor hem de kaşındırıyor.

makineyle alıyorum. jilet kullanıp tehlike arz etmeye gerek yok.

Ben de ederim makineyle .

sadece jilet kullanan biriyim

kasıklardan bacaklara atlayanlar ve göt deliğimin etrafındaki kıllar da dahil komple jiletle alıyorum.

Makineyle kısaltıyorum ama orman değilse kızla sevişicen diye böyle bi aksiyona gerek yok. Kızın özel bi talebi olursa kısaltırsın.

makine kullan

jiletle kesiyordum. elim kaydı artık tokmakçı arıyorum kendime

ukala insanlardan

ben karşımdakini umursarken, onun beni umursamamasını geçtim, umursanıyor olmasını bile umursamamasından nefret ediyorum.

işine gelince çok güzel, çok ciddi konuşan insanların, kendilerini kaptırıp içinden gelen her şeyi trollük raddesinde ortaya dökmesinden ve sonra hiçbir şey olmamış gibi, yine işlerine geldiği zamanlarda konuşmaya çalışmalarından nefret ediyorum.

ikiyüzlü insanlardan ve içten pazarlılıklılardan nefret ediyorum.

yapmam gereken onlarca iş varken sürekli burada zaman geçirdiğim için kendimden nefret ediyorum.

kıskanç,arkadan iş çeviren tabi bu arada yüze gülen,hak yiyen,sinsi bunlar aklıma gelenler.

- Ukala, iki laf arasında kendini öven ve cimri insanlardan,

- Herhangi bir kızın herhangi bir davranışına ''kezbansın kabul et'' diyen tiplerden,

- Üniversite okumuş, belli bir yaşa gelmiş kişilerin -de -ki gibi basit ekleri bile doğru yazamamasından(hatta bunların ayrılmaması gereken ekleri ayrı yazan über zekileri de mevcuttur, evlerden ırak)

- Ben bir şey anlatırken dinliyormuş gibi gözüküp dinlemeyen insanlardan,

- Şaka yapıyorum kisvesi altında her türlü lafı sokan, bozulunca da ‘’sen de hiç şaka kaldırmıyorsun’’ diyen pişkin insanlardan,

- Sokakta iltifat(!) eden-laf atan yüz bulamayınca da arkamdan küfreden erkek bozuntularından,

nefret ediyorum.

dünya onun üzerinde dönüyormuşçasına davranan insanlardan
misal, yağmurda son sürat araba kullanmak, şemsiyeye mükayyet olmamak.
bu havada ilk aklıma gelenler bunlar

kendimdem...
e tabi kişi herkesi kendi gibi bilirmiş, dolayısıyla dünyalılardan tiskiniyorum!

Insanligin varolusundan, dunyaya istegim harici gelmis olmaktan, hayat boyu kendimi mutlu etmeye calisiyor gorunup aslinda hep cile cekecek olmamdan...

Ozelde, her cesit politikacilardan, siyasi partileri ciddiye alan insanlardan, empati yetenegi olmayanlardan, konustugu konular beni sikanlardan, hatasi soylenince haklisin kardes duzelteyim diyecegi yerde "sen de soyle yapiyosun ama" diyenlerden, yayalari gormezden gelen suruculerden, ulkedeki trafikle ilgili her seyden, gelismemis insanlarla geri bir ulkede yasamaktan, ickinin pahali olmasindan, otun illegal ve fare ilacli olmasindan, yetersiz toplu tasimadan, anlayis ozurlu hocalardan...

Sen neyi seviyorsun arkadas derseniz, guzel kizlari kafalari calistigi surece seviyorum.

- eşcinsellerle, travestilerle dalga geçen, onları aşağılayan insanlardan nefret ediyorum.
- 21. yüzyılda olmamıza rağmen vatan, millet, din muhabbetiyle kafa siken, bunları gerçekmiş gibi dayatan insanlardan nefret ediyorum (kendi halinde bunlara bağlı olanlar umrumda değil).
- hoşlanılan kişinin arayıp sormamasından nefret ediyorum. habire telefona bakmaktan 5 saat bile gitmiyor şarjı.
- gözünün içine baka baka yalan söyleyen insanlardan nefret ediyorum. yalanın da ustaca bi söylenme şekli olduğuna inanıyorum.

bencil insanlardan. bazen onlara kötülük yapmanın müstehak oldugunu düşünüyorum.

şirinlerden nefret ediyorum.

Gelecek hedeflerini netlestirirsen olabilir. Vakif universitelerinde ozellikle de tezsiz yapilan lisansustu calisma akademik acidan makbul degil. Is acisindan soyle bir faydasi olabiliyor, piyasaya donuk hocalarla muhabbetin gelisebilir, is guc sahibi arkadaslar edinirsin, cevre yaparsin yani. Para verdigin icin zoraki derslere girersin ayrica. Disiplinli biri degilsen bu yonu de faydali. Kisacasi tum bunlar dahil 10000 TL, kredi kartina 4 taksit :P

@

mavijojobatanecigi


bölümü bende seviyorum ama mecra olarak baska bir sektorde calısıyorum.

@ irobotist


beykent ünide okumayi dusunuyorum.tezli bolum linkide veriyim. www.beykent.edu.tr

bide 4 deil 10 taksit mi ne yapıyorlar...

koc ve bilgi ye de bir bak senle ilgili bolumlere.

iletişim tarasımı bölümüne yabancıyım, o yüzden genel bir değerlendirme yazıyorum

y.lisansta araştırma yapmayı öğrenirsin. esasında doktoraya hazırlıktı. güzel bir formasyondur, fark etmesiniz de faydasını görürsünüz.

ama vakit ister, ben başladım vaktimi çaldığını düşünüyorum. ama başladığım için de pişman değilim. garip bişeydir yani.

ama çalışıyorsunuzdur mesela, bu formasyonu orası da verebilir size. karar size ait.

oba

kızı sen davet etmişsen ve ilk buluşmaysa senin ödemen daha uygun olur. ama illa ve illa diye bir şey yok.

bence erkek ödemeli.

şart değil tabii ki. normal bi arkadaşlığınız varsa böyle bi şeye gerek yok. ama ilgilendiğinizi belli etmek istiyorsanız ilk buluşma için olabilir.

evet. anayasanın tck'nın icq'nun ilgili maddeleri var.

erkek öder, kesinlikle.

İlkinde sen öde zaten kız
Biraz anlayışlıysa elini cebine atar ama sen ilk buluşmada yapabiliyorsan öde makbule geçer hacu

her zaman kim davet ederse o öder. o ödemelidir.

ne zaman biriyle davet etmeden de buluşmaya başlarsınız o zaman her iki tarafa da sorumluluk düşer.

illa diye bir şey yok da sen davet ettiysen paranın hesabını yapıp da etmişsindir. öde. belki parası yoktur yalandan teklif bile etmeye korkar vs.

hangi kızı davet etsem (ama arkadas olarak) lan bakıyorum bi allahın kuluda demiyor ki all girls dream du ben ödiyim/ortak odiyelim falan diye... bnmde bu durum biraz garibime giyor.

bilakis ilk buluşmada ortak ödenmesi gerekir.

kişisel fikrimdir. belki bir daha görmeyeceğim insanın şeyini niye ödeyeyim yahu!

davet kısmına çok odaklanmadan gayet kendim öderim, en azından ortak olmaya çalışırım, ilkinde olmazsa eğer; ilk etkinlik dışında başka bir şey varsa onu öderim. ilk buluşmaya farklı anlamlar yüklerseniz kendi adınıza durum değişir tabi.

böyle bir algı var ister istemez kadınlarda bir dayanağı olmasa da, o yüzden riske atmamalı, erkek ödemeli.
ama tabi ki illa ve illa değil

bence kesinlikle erkek ödememeli. kız mı öder, kırışırlar mı bilmem ama erkek ödememeli.

@kahin ahtapot paul

ben sevgili adayi degilde normal arkadas olarak davet ediyorum sinemaya olur bar girisi olur kızlar ortak odenebilicek bi durumda hiç yanasmıyor kendilerine dusen hesabi odemeye. sevgili adayi falan olsa normal diyecem de. arkadassak neden hesab odemek hep erkege kakalanıyor onu anlamıs değilim?

Hesabı erkek alır, kız elini cüzdanına alır ya da teklif eder; erkek reddedip kendisi öder.

İlk buluşmanın raconu böyle. İlk buluşmada erkek hesabı paylaşıyorsa ya da kız teklif dahi etmeyip hiç oralı olmuyorsa orada sıkıntı var bence.

kimseye zorla para ödetilecek değil de, öyle olması daha normal.

edit: zaugnakhaldun daha iyi ifade etmiş. katılıyorum.

@ zaugnakhaldun

işte sorun orda haci hic oralı olmuyorlar. teklif daha etmiyorlar oralı olmuyorlar bu da benim garibime gidiyor.

bence hesap ödenmeden kaçılmalı mekandan ilk buluşmada. hem bu kriminal hareket iki taraf arasında bi yakınlaşmaya gebe olur, hem de sen ödedindi ben ödedimdi gerginliği yaşanmaz.

biri özel olarak davet ettiyse evet. onun dışında ben iki kişinin de kendi hesaplarını ya da bi onun bi diğerinin ödemesi taraftarıyım(kadınım) ama bazı kız arkadaşlarım ilk bikaç sefer bekliyorlar ödenmesini, aksi cimrilik göstergesi oluyomuş.

kız öderse erkek mest oluyor. ama doğulu takıntılı bi adamsa topuğuna da sıkabilir. bilemiyorum.

şaka bir yana ben sana işin esasını anlatıyım, herkes de öğrensin:

konu ilk buluşmada sen ödedin ben ödedim bile değil. aslında erkek erkeğe de var bu mevzu.

konu karşındakinin halini anlamak, ipi koparmamak.

ben öğrenciyimdir, durumum bellidir, kıza buluşaşım demişimdir, kız da İNSANSA adam gibi ucuz bir şey söyler. ben ödesem de o ödese de girmez en azından.

ama kız hayvandır, en pahalı şeyi sipariş eder 2 karışık tost bir duble karamelli big kahve (salladım..) söyler, hepsinin ucundan alır bırakır.

bir arkadaşımın meşhur lafı idi. "kız ile defalarca buluştuk ve hep en pahalı şeyi söyledi"... kız da harbiden çok çok (çooooooooooook) güzeldi çocuk da oldukça çirkindi, hasta bir ilişkileri vardı.

erkek erkeğe de vardır bu durum.

"all girls dream dostum kafam bozuk hesaplar benden gel takılalım" derim sen de insansan evden çıkmadan önce atıştırırsın bir şey, bir tost ile takılırsın ama hayvansan 3 porsiyon beyti söylersin kafam iyice bozulur.

"kibarlık rakamla olmaz" demeyin, buradaki rakam karşının durumu bilip insan gibi davranmaktır.

davet eden ödemelidir +1
sonra parası olmayan biri ödeyemeyeceği için sizi reddederse kezban diye yapıştırırsınız yaftayı.

bak sana kendi geçmişimden bir şey anlatıyım:

uzun süren bir ilişkimde ilk 1-2 sene süperdi, son 1 sene kötüydü. kavgalar tartışmalar anlamsızlıklar vs vs.

ilk 1-2 sene salak mekanlarda 1 çayı zor içen sonra da ödemeye kalkan kız son 1 sene delirmişti. en pahalı mekanlarda geziyorduk orası hoop burası hoop orası. ilginç bir meyve suyunu söyler mesela sonra bittiği an hadi başka yere gidelim.

sonra baktım ki kız beni kullanıyor, kredi kartımdan 1 ayda 4bin lira harcadı (2007) iş bitti.

yani

"kızın para harcamasındaki değişiklikler" ilişkinin turnosolu olabiliyor.

nuvem diye bi şampuan var.bitkisel ve dökülmeye karşı çok etkili.

ketoral.

(bkz: organicum)

sadece merakimdan soruyorum, sebamed cok iyi neden kullanmak istemiyorsun?

başlarda iyiydi, ama saçlarımı donuk ve kuru yapmaya başladı. krem filan sürersem de bu sefer hemen yağlanıyor.

prozinc. e vitaminli

bi hafta once kizlar bana bakmiyor diyordun memur kardeş. begenmiyor musun simdi!!!

evet öyleydi 2 gün önce düşürdüm, kardaşım ne edeyim, şaştım kaldım. kız yakında alamanya ya gidecek 2 ayı var gerçi daha

git, sik ve gel. boşalma sorunun varsa da çözüm olur hem, yoksa da daha iyi duruma gelirsin.

Yerinde olsam saat satan zencilere 100 lira fişekler sabaha kadar ardımı dövdürür kendime gelirdim kardaş!

en kötü yeni bi şehir tanımış olursun.

gidilir.

dikkat et. kız seni çağırıyosa kimlerin elinden geçmiştir. hastalıklı filandır. bence gitme.

nerden biliyosun bee slk şeyy.

sırf seks için 6 saat yol çekilmez bence. bi de geri dönücen 12 saatin gidicek. yat uyu boşver.

hababam sınıfındaki onlarca mantık hatasından sadece biri.

Her dersi aynı sınıfta işlediği ne malum

aysen grudanın once yarısma sunucusu sonra da ayni sinifa ogrenci olarak gelmesi gibi bişi...

yorumu beğenmesen de saygıdan ötürü bi tik beklerdim.

sonbahar yaprakları :)
ama sonbahar geçiyor, uzaklaşıyor diye de düşünülebilir tabi leave fiil olarak kabul edilirse.

evet uyku semesi bi an saçma geldi ama düşününce hak verdim. evet kullanılır geniş zamanda ama o zaman sonbahar geçiyor diye çevrilmez. sonbahar geçer şeklinde çevrilir. bilmem anlatabildim mi meramımı...